
Pischinger’e Göre Temel Regülasyon Sistemi
Nat. Dr. Peter Mahr
1. Temel Regülasyon Sistemi
1.1 Hücre ve Hücre Dışı Alan Fonksiyonel Birimi
Her hücrenin çevresi ile olan interaktif bir ilişkisi bulunur. Tek hücreli organizmalar regülasyon/düzenleme sistemi olarak deniz suyunu kullanır. Bu durumun “biyolojik” karşılığı hücre-dışı alanlardaki iyon komposizyonunda bulunur. Buradaki temel madde (matriks) hücreleri çevreleyen bir ortam oluşturur. Bu sayede hücrenin özünde (core) meydana gelen fizyolojik ve patolojik regülasyon kabiliyeti belirlenmiş olur (= genetik dışavurum). Temel madde aşağıdaki gibi tanımlanır.
- Damar ucu fonksiyonel birimi
- Bağlantı doku hücrelerinin toplamı
- Terminal, vejetatif aksonların toplamı
Bu birimlerin “ortak faaliyet alanı” hücre-dışı sıvı tarafından şekillendirilir. Temel maddenin birimleri arasında mast hücreleri, savunma hücreleri, fibrositler ve organ parenkima hücreleri bulunur. Böylelikle, belli bir iletişim ağı yapısı dahilinde, temel madde içinde bulunan tüm birimler arasında, “temel regülasyon sistemi”ni oluşturan interaktif bir ilişki gerçekleşir. Temel madde makroskopik olarak konnektif doku ve destekleyici dokular kaspamında açıklanabilir.
1.2. Temel Maddenin Topografik Dağılımı
Gevşek “yumuşak” bağ doku temel madde bakımından zengindir ve kendine özgü bir dağıtım şekli bulunur:
- Tüm kapilerlere eşlik eder
- Epidermis, mukozal membranlar, dalak pulpu, dental pulp, uterin mukozal membranlar, lenfatik ve yağ dokuları gibi epitel hücre bileşkeleri altında bulunan retiküler hücre dokusunu meydana getirir
- Sinir, kas ve tendon dokuları arasında bulunan veseller ile hareket ederler.
- Interstisiyel bağ dokuyu meydana getirir.
Gevşek bağ doku aşağıdakilerin de temel bileşenlerindendir:
- Büyük damarların adventitiaları
- Seröz deri dokuları
- Endokardiyum
- Yumuşak beyin membranları
- Akciğer Çeperi Interstisyel dokusu
- Eklem kapsüllerinin synovial membranları
- Periosteumun en iç katmanı (cambium)
Organ kapsüllerinin ince yapılı bağ dokusu, sıkı ve sert bağ doku türlerinin oluşmasına neden olur. Tendonlar, bantlar, dura mater, kornea, kemikler, kıkırdak ve dişler organ karakterlerine zaten sahiptir. Damar ve sinirlerle birlikte bu organlara da gevşek/serbest bağ doku sağlanmış olur. Bağ doku, dolgu ve destek fonksiyonlarından çok daha fazlasına sahiptir. Spesifik organ fonksiyonlarını gerçekleştirme, beslenme ve kendini yenileme ve de damar ve sinir fonksiyonlarının bilgilerini iletmek gibi görevleri bulunur.Bu nedenden ötürü bağ doku organik, hayati bir ortamdır. Sinir ve hücrelerin başka hücrelere hiç temas etmiyor olmadığını fark etmek bizi, temel maddenin “iletici görevi” olduğu sonucuna getirir. Besinlerin ve sinirlerin travers olarak aktığı transit bir yoldur ve bu süreç içinde moleküler düzeyde bir süzgeç görevini görür. Kapilerden hücreye ve tam tersi yönündeki tüm metabolizmanın içinden geçmesi gerekir. Belli bir boyutta veya yüke (şarj) sahip partiküller hariç tutulur. Filtrenin gözenek boyutlarını aşağıdaki unsurlar belirler.
- Proteoglikan konsantrasyonu ve moleküler ağırlıkları
- Asit-baz dengesinin durumu
Organizmanın fazla asitlenmesinin ne türden etkiler yaratabileceği burada daha iyi anlaşılır. Buna mezenkimal asidosis adı verilir.